Bugün,
milletimizin bağımsızlık mücadelesinin doruk noktası olan 30 Ağustos Zafer
Bayramı’nın 102. yıldönümünü, büyük bir gurur ve coşku içinde kutluyoruz. Bu
zafer, Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık uğruna verdiği destansı
mücadelenin ve sarsılmaz kararlılığın en güçlü simgesidir.
Tam 102 yıl
önce, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde milletimiz, imkânsız gibi
görünen bir savaşı zaferle sonuçlandırarak, sadece vatanımızı değil, onurumuzu
ve geleceğimizi de güvence altına aldı. 30 Ağustos, bir milletin yeniden
doğuşunu simgeleyen eşsiz bir zafer olarak tarih sayfalarındaki yerini
almıştır.
Bugün
bizlere düşen en büyük görev, bu zaferin ruhunu ve anlamını derinlemesine
kavrayarak, gelecek nesillere aktarmaktır. Atalarımızın bizlere emanet ettiği
bu kutsal toprakları koruma ve yüceltme sorumluluğumuzun bilincindeyiz.
Hepimiz, bu vatanın hangi bedellerle kazanıldığını bilerek, ona layık olma
gayreti içindeyiz.
30 Ağustos
ruhu, bizlere birlik ve beraberlik içinde “imkânsız” denilenin bile
başarılabileceğini göstermektedir. Bugün karşılaştığımız tüm zorlukları aşmak
ve ülkemizi daha ileriye taşımak için aynı ruhla, azim ve kararlılıkla mücadele
etmeye devam etmeliyiz.
Bu büyük
zafer, dün olduğu gibi bugün de yarın da bizlere güç ve ilham vermeye devam
edecektir. Atatürk’ün ilke ve inkılaplarına olan bağlılığımızı bir kez daha
teyit ederken, gençlerimize bu zaferin önemini anlatmaya ve vatan emanetini
koruma sorumluluğumuzu layıkıyla yerine getirmeye devam edeceğiz.
Bu anlamlı
gün vesilesiyle, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta
olmak üzere, bu zaferi bize armağan eden tüm kahramanlarımızı, şehitlerimizi ve
gazilerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.
Tüm milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun!